- ima
isim Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas"Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen." - P. Safa
- parıltı
isim Parıldama, göze çarpan parlaklık"Pamuk için için yanıyor, zaman zaman küçük parıltılar çıkarıyordu." - A. Kutlu
- seziş
isim Sezme işi"Çirkinliği sezişim ve düzeltişim o kadar hoşuna gidiyor ki, beni göğsüne basıyor ve iftihar gözyaşları döküyor." - N. F. Kısakürek
- parıldamak
nsz Işık saçmak, parlamak"Suların kenarında Sarayburnu içli, hisli ve sırlı bir nur içinde parıldar." - A. Ş. Hisar
- zerre
isim Çok küçük parçacık"Kendi servetinden bir zerresini vatan namına feda etmemişti." - Ö. Seyfettin
- fikir edinme
- hafif ışık
- hafif ışık vermek
- nebze. a glimmer of hope ümit ışığı. glimmering zayıf ışık
- seziş.
- zayıf bir şekilde parlamak, donuk ışık, zerre