- sinirlenmek
nsz, -e Duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, feveran etmek"En çok adamın tasasız, güleç yüzüne sinirlendi." - E. Işınsu
- kudurmak
nsz Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
- hiddetlenmek
nsz Kızmak, öfkelenmek"Böyle hiddetlenecektin, niye razı oldun?" - A. Kabaklı
- babalanmak
nsz Babaları tutmak, öfkelenmek
- esirmek
nsz Sarhoş olmak
- gazaplanmak
nsz Öfkelenmek, kızmak"Bu lafa bütün bütün gazaplanır, fırlar, Yörük'ün kızını iyice döver." - Ö. Seyfettin
- hırslanmak
nsz Aşırı istek duymak, tutkuyla davranmak
- hışımlanmak
nsz Öfkelenmek, kızgın duruma gelmek
- kızgınlaşmak
nsz Kızgın duruma gelmek
- kızılmak
nsz Kızma işi yapılmak, kızgın, öfkeli duruma gelmek
- pavkırmak
nsz Tilki veya çakal ulumak"Tok bir çakal toprakta debelenmekte, arada ince ve bembeyaz dişleriyle aya doğru pavkırmaktaydı." - O. Kemal
- titizlenmek
nsz Çok dikkat ve özenle davranmak veya böyle davranılmasını istemek, titiz olmak, titizlik göstermek
- titizleşmek
nsz Titizlenmek
- asabîleşmek
- celâlenmek