- gürültü patırtı
isim Kavga, gürültü
- karışıklık
isim Karışık olma durumu, teşevvüş
- yakınmak
nsz Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak"Kına yakınmak."
- yaygara
isim Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çağırma"Cıyak cıyak bir dudu yaygarası, herkesi yerinden sıçrattı." - S. M. Alus
- telâş
Trafik ve İlk Yardım, Herhangi bir nedenle acelecilik, kaygı, tasa, endişe, şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa.
- telaş etmek
sıkıntı duyarak acele etmek, endişelenmek, telaşlanmak"Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık." - H. Taner
- itiraz
isim Bir düşünce veya kararı benimsemeyerek karşı çıkma"Benim bunlara itirazım yoktu. Tek itirazım, annemin oynamaya kaldırılmasıydı." - A. Kutlu
- velvele
isim Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan"Çoktan böyle gürültü, kalabalık görmemiş, böyle velvele duymamıştı." - M. Ş. Esendal
- meraklanmak
nsz Kaygılanmak, üzülmek, tasalanmak
- aşırı övgü
- tartlşma
- gürültü patırtı, yaygara, velvele, gereksiz telaş/kızgınlık/sabırsızlık, gereksiz yere telaşlanmak, ortalığı velveleye vermek, rahatsız etmek, can sıkmak, sinirlendirmek
- sızlan
- telaş merak
- telâşa vermek fussbudget kdili telâşlı veya yaygaracı kimse
- titiz davranmak ufak ayrıntılarla ilgilenmek