- çevre
isim Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi"Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." - O. Rifat
- çatı
isim Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü"Islak duvarların, rüzgâr vurdukça çatırdayan çatıların altında insanların içi geçti." - L. Tekin
- yapı
isim Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
- iftira
isim Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan"Kaynağını iftiradan ve yalandan alır." - N. Hikmet
- beden
isim Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
- kadro
isim Bir kamu kuruluşunun, bir işletmenin, denetim veya yönlendirme işlerini gerçekleştirenler ve bunların taşıdığı ödev, yetki ve sorumlulukların hepsi"Bir disiplin kadrosu içinde anonim kalmak Türk gençlerinin hoşuna gitmez." - F. R. Atay
- vücut
isim İnsan veya hayvan gövdesi, beden"Koltukta vücudunu bir yandan bir yana çevirirken âdeta inliyor." - R. N. Güntekin
- gövde
isim Bir şeyin asıl bölümü
- iskelet
isim İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." - H. E. Adıvar
- kasnak
isim Enli çember
- görüntü
isim Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
- şekil vermek
belirli bir biçime girmesini sağlamak, biçimlendirmek, şekillendirmek
- kafes
isim Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme"Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste" - Halk türküsü
- tertip etmek
düzenlemek, hazırlamak
- uydurmak
-i, -e Uymasını sağlamak"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." - P. Safa
- çerçeve
isim Resim, yazı, ayna vb.ni süslemek veya bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık"Duvarda bir çerçeve asılıdır ki çarpıktır, düzeltemezsiniz." - R. H. Karay
- düzenlemek
-i Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek"Odasını düzenledi."
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- kurmak
-i Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek"Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk." - F. R. Atay
- karkas
isim, mimarlık Demirli betonla yapılmış yapı
- çatkı
isim Uç uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü"Tüfek çatkısı."
- kaburga
isim, anatomi Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes"Yüreğinde heyecan büyüdü büyüdü, göğsüne sığmayan bir gürültü kaburgalarını parçalayacaktı." - H. Z. Uşaklıgil
- şasi
isim Motorlu kara taşıtlarının iskelet bölümü
- tezgâh
isim Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa"Bir tezgâhtan öbürüne koşuyor, bir kumaş topunu bırakıp başkasına saldırıyordu." - R. H. Karay
- kare
isim, matematik Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba
- dördül
isim, matematik Kare
- ilerlemek
nsz Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." - H. E. Adıvar
- tasarlamak
-i Bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak"Nasıl bir iş edinmeyi tasarladığını anlıyorum şimdi." - N. Hikmet
- çatmak
-i Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak"Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var." - F. R. Atay
- mizaç
isim Huy, yaradılış, tabiat, karakter"Bilmem buna aceleci mizacım müsaade edecek mi?" - N. F. Kısakürek
- kumpas
isim Dizicilerin harfleri satır durumuna getirirken içine yerleştirdikleri ayarlanabilir demir yuva
- becermek
-i Güç görünen bir iş veya duruma çözüm bulmak, üstesinden gelmek"Birinin yardım etmesi gerek. Tek başına beceremezsin." - A. Ümit
- çerçevelemek
-i Bir şeyi çerçeve içine almak"İnce çeneli uzun yüzünü siyah yemeni sımsıkı çerçeveliyor." - H. E. Adıvar
- gergef
isim Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarar, çoğu dikdörtgen biçiminde olan çerçeve
- Fotoğrafçılık, Bir video görüntüsünü oluşturan saniyede akan en az 9-15-24-30 kareden her bir sabit kareye denir.
- bina iskeleti
- beden yapısı