- üzgün
sıfat Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder"O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." - T. Buğra
- yalnız
sıfat Yanında başkaları bulunmayan"Sokaktaki yalnız çocuk."
- Metruk
terk edilmiş, bırakılmış.
artık kullanılmayan.
- mahzun
sıfat Üzgün"Bir gün gayet mağmum ve mahzun, bir gün de son derece neşeli ve uçarı." - N. F. Kısakürek
- kimsesiz
sıfat Annesi babası, yakını, koruyucusu olmayan (kimse), sahipsiz"Ocağın kimsesiz çocukları okuttuğunu da biliyordum." - F. R. Atay
- ıssız
sıfat Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban"Köşkün bütün odaları ıssız." - P. Safa
- meyus
sıfat Üzgün"Gözlerde meyus bir sükûtun bütün esrarı ağlıyordu." - A. H. Müftüoğlu
- perişan
sıfat Dağınık, düzensiz, karmakarışık"Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için" - C. Şehabettin
- sahipsiz
sıfat Kimsenin malı olmayan, iyesiz"Bu evin saadetinden, diğer mesut aile ocaklarına sahipsiz, manevi bir selam götürüyordu." - Ö. Seyfettin
- gariban
sıfat Kimsesiz, zavallı, garip
- ümitsiz
sıfat Umutsuz"Yaralanmıştı, ümitsizdi. Olayı bütün yönleriyle anlattı." - A. Ümit
- terkedilmiş
- ümitsiz bir teşebbüs
- fedailer takımı. forlornly ümitsizce.
- kimsesiz ümitsiz
- terkedilmiş ve mutsuz, üzgün, mahzun
- ıssız. forlorn hope boş ümit