- af
isim Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
- affetmek
-i Bağışlamak"Açgözlülüğü içeride de dışarıda da affetmeyen gözü tok insanlarız." - A. N. Asya
- bağışlamak
-i, -e Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek"Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal adamıdır, değil mi?" - İ. A. Gövsa
- bağışlama
isim Bağışlamak işi, mağfiret, gufran"Hoşgörü ve bağışlamadır o insanı günahtan arındıran duygu." - İ. Aral
- dağıtmak
-i Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak"Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." - Y. K. Beyatlı
- bağışlanma
isim Bağışlanmak işi, affedilme, affolma
- heba etmek
boşuna harcamak, ziyan etmek
- heder etmek
boşuna harcamak, ziyan etmek
- bağışlamak, geçirmek, affetmek