- bir araya gelmek
bir yerde toplanmak, buluşmak"Bir ara önümüzden şarkı sesleri geldi." - F. R. Atay
- sohbet etmek
dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirmek, söyleşide bulunmak, yârenlik etmek, hasbihâl etmek"Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu." - H. C. Yalçın
- ahbap olmak
arkadaş olmak, dostluk kurmak, yakınlık kurmak"Ben yeni tanıdım ama kızın eski ahbapları imişler." - O. C. Kaygılı
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- rastlamak
-e Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek"Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı." - İ. O. Anar
- toplanmak
nsz Toplama işine konu olmak"Ağaçtaki meyveler toplandı."
- içtima etmek
toplanmak
- sohbet etmek.
- tesadüfen görmek
- toplanmak, bir araya gelmek