- ön
isim Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı"Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor." - A. Ümit
- ilk
sıfat Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı
- çekinme
isim Çekinmek işi"Hem hayatta yumuşak yüzlü olmanın, kalp kırmaktan çekinmenin hiç manası yok." - E. İ. Benice
- başta gelen
- en öndeki
- başta. first and foremost en başta
- en başta gelen, en önemli olan, en başta ele alınması gereken
- en önemli
- evvelâ. head foremost başı önde
- önde gelen