- uzak durmak
yaklaşmamak, karışmamak"Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." - P. Safa
- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- geri çekilmek
karıştığı bir işi sürdürmekten veya sürdürenler arasında bulunmaktan vazgeçmek"Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." - N. Cumalı
- kaçmak
-e Hızla koşup bir yere saklanmak"Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın." - H. R. Gürpınar
- kaçınma
isim Kaçınmak işi
- çekinme
isim Çekinmek işi"Hem hayatta yumuşak yüzlü olmanın, kalp kırmaktan çekinmenin hiç manası yok." - E. İ. Benice
- çekinmek
-den Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak"Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." - P. Safa
- ürkmek
nsz Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek"Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı." - Ö. Seyfettin
- korkmak
nsz Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak"Karanlık yerde insan korkmaz mıydı?" - S. F. Abasıyanık
- sakınmak
-i, -den Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek"Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister." - A. Ağaoğlu
- irkilmek
nsz Ürkerek geri çekilir gibi olmak"Elimi omzuna koyuyorum. İrkiliyor, sertçe çeviriyor bakışını." - E. Bener
- bir çeşit iskambil oyunu.
- çekinmek kaçınmak
- geri çekilmek, kaçmak, kaçınmak, ürkmek