- kaçınmak
-den Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek"Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi." - H. E. Adıvar
- kaçmak
-e Hızla koşup bir yere saklanmak"Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın." - H. R. Gürpınar
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- firar etmek
kaçmak"Bu gidişe firar denilmez, kurtuluşa gidiyoruz." - A. Gündüz
- gelip geçmek
bir yerden geçmek"Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş" - B. S. Erdoğan
- tüymek
nsz Kaçmak"Bir bahane icadıyla şuradan beş on gün için tüyemez miyiz?" - E. E. Talu
- sıvışmak
-e Bulaşmak, yayılmak, sıvaşmak
- terketmek
- fled
- güzden kaybolmak