- ümit vermek
umut vermek"Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım." - A. Gündüz
- zannetmek
nsz Sanmak"Gıptayla bakıp zaman zaman gökyüzüne / Rüzgârları hür, kuşları hür zannederiz" - A. N. Asya
- dalkavukluk etmek
gereksiz biçimde övmek"Bu dalkavukluğu salak bir şaire yapsan belki onu mesut edersin." - N. F. Kısakürek
- methiye
isim Övgü
- övmek
-i Birinin veya bir şeyin iyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltmek, methetmek, sena etmek, yermek karşıtı
- methetmek
-i Övmek"Evet, kendimi methediyorum, bile bile methediyorum." - P. Safa
- yaltaklanmak
nsz Birine hoş görünmek için onursuzca davranmak, dalkavukluk etmek, tabasbus etmek"Ona buna yaltaklanan hizmetçi Şükriye'nin bu numaralarından faydalanırdı." - H. Taner
- gururunu okşamak
yüzüne karşı değerlerini belirterek bir kimseyi duygulandırmak"Aynı gururu, aynı gülünç itimadı aşkta da gösterirler." - H. C. Yalçın
- pohpohlamak
-i Birini, yüzüne karşı gereğinden çok övmek, koltuklamak, pehpehlemek"Sanırım, yazılarımdan ötürü beni pohpohlayanlardan çok beni dövmeye kalkanlar haklıydı." - A. Ağaoğlu
- yağ çekmek
- dalkavukluk etmek, yağlamak, yağ çekmek,