- biraz
sıfat Bir parça, azıcık"Biraz yağmur yağdı mı Beyoğlu'nun yaya kaldırımlarında yürüyebilirsen yürü." - F. R. Atay
- birkaç
sıfat Çok olmayan, az sayıda, az"Kıyıda kapıları, kepenkleri kapalı, birkaç ev ve depo sıralanıyordu." - Halikarnas Balıkçısı
- Az
sıfat Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
- kıt
sıfat İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol karşıtı"O devirde bizim gibi henüz askere gitmemiş şoförler çok kıttı." - A. Gündüz
- seyrek
sıfat Benzerleri veya parçaları arasında çok aralık bulunan, aralıklı, sık karşıtı"Öğle vapurlarının seyrek ahalisi içinden sıyrıldı, koşarak merdivenleri çıktı." - P. Safa
- azıcık
sıfat Çok az, biraz"Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde." - S. Birsel
- az miktar. a few birkaç. a few of his friends dostlarından bazıları. a man of few words az konuşan adam. every few days birkaç günde bir. not a few pek de az değil
- bir pare, küçük, az miktar, cüzi, bazıları, bazı, bir balaca, az, biraz, birkaç, birkaç kişi/şey/tane, bir kadar
- birkaç kişi. quite a few birçok. the few seçkin kişiler
- birçok. some few birkaç
- güzideler
- güzideler.