- biçim
isim Biçme işi"Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." - Ö. Seyfettin
- biçim
isim Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl"İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." - S. Birsel
- davranış
isim Davranma işi, tutum, davranım, muamele, hareket"Burada hükûmet çevrelerinin de övgüye değer davranışını belirtmek gerekir." - M. And
- şekil
isim Biçim
- stil
isim Üslup, biçem
- üslup
isim Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz"Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." - A. Ş. Hisar
- kesim
isim Kesme işi
- üst tabaka
isim, toplum bilimi İleri gelenler sınıfı
- usul
isim Kökler, asıllar
- usul
isim Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz"Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu." - H. Taner
- usul
zarf Alçak sesle"Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler" - Karacaoğlan
- kılık
isim Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş"Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar." - M. Ş. Esendal
- tavır
isim Durum, vaziyet (I), hâl"Bu libaslar altında ikisinin de yürümeleri, tavırları değişmişti." - A. H. Müftüoğlu
- suret
isim Görünüş, biçim"İnsan suretinde bir ağaç."
- adet
isim, matematik Sayı"İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor." - N. Hikmet
- moda
isim Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
- tarz
isim Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr"Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?" - A. M. Dranas
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- biçimlendirmek
-i Bir şeye belirli bir biçim vermek, şekillendirmek"Parmaklar artık kuvvetin değil, deli eden arzunun gücünü biçimlendiriyordu." - T. Buğra
- moda, biçim, tarz, üslup, tavır, davranış,
- kibar sınıf hayatı
- yüksek zümre