- desenli
sıfat Üzerinde desen bulunan
- kanı
isim İnanç, düşünce, kanaat"Ahlakın da iyiliğe değil, güce dayandığı kanısındadır." - S. Birsel
- düşünce
isim Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea"Bu düşünce ona epeyce azap verdi." - A. Midhat
- düş
isim Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya"Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde" - Dadaloğlu
- hayal
isim Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya"Mustafa Kemal hayallerin değil hakikatlerin adamı idi." - F. R. Atay
- hayal gücü
isim Zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, imgelem, muhayyile
- hayal etmek
bir şeyi zihinde tasarlayıp canlandırmak, hayallemek"Mustafa Kemal hayallerin değil hakikatlerin adamı idi." - F. R. Atay
- süslü
sıfat Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş"Geniş, süslü karyola köşede duruyordu." - M. Ş. Esendal
- beğenmek
-i İyi veya güzel bulmak"Biz çocuklar evimizi çok beğendik." - A. Kutlu
- düşünmek
-i Aklından geçirmek, göz önüne getirmek"Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım" - N. H. Onan
- sanmak
nsz Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek"Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı." - A. Ağaoğlu
- dallı
sıfat Dalları olan
- motifli
sıfat Motifi olan"Daha önce kahvaltıyı gül motifli, basma örtülü küçük masaya dizmişti." - H. Taner
- istek
isim Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk"Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu." - Ç. Altan
- pahalı
sıfat Fiyatı yüksek olan, ucuz karşıtı"Ana kız ikisini de sevinçlerinden çıldırtacak kadar ağır, pahalı hediyeler getirmişti." - R. H. Karay
- kuruntu
isim Yanlış ve yersiz düşünce, evham"Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." - A. Gündüz
- imgelem
isim, ruh bilimi Hayal dünyası, imajinasyon"İmgelemimde bir sahne uyduruyorum. Deniz kenarında oturuluyor." - N. Meriç
- kurmak
-i Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek"Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk." - F. R. Atay
- istemek
-i İstek duymak, arzulamak"İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi." - P. Safa
- meyil
isim Eğiklik, eğim, akıntı"Fazılpaşa Yokuşu'nda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır." - H. E. Adıvar
- meyletmek
-e Eğilmek
- sevgi
isim İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu"Seni hep çok sevecek ama verebileceğinden fazla sevgi beklemeyecek karşılığında." - E. Şafak
- arzu
isim İstek, dilek"Zaten insanın en büyük hususiyeti, içinde bulunduğu hâlden kurtulma arzusudur." - A. M. Dranas
- heves
isim İstek, eğilim, arzu, şevk"İşin doğrusu birbirimizin özel yaşamını öğrenmeye ne vaktimiz olurdu ne de hevesimiz." - R. Mağden
- kapris
isim Geçici, düşüncesizce, değişken istek"Buraya ben kendi kör kaprisimle, kendi irademle geldim." - A. Gündüz
- arzu etmek
yürekten istemek"Zaten insanın en büyük hususiyeti, içinde bulunduğu hâlden kurtulma arzusudur." - A. M. Dranas
- zevk
isim Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz"İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık" - Y. K. Beyatlı
- tasavvur etmek
zihinde canlandırmak, göz önüne getirmek
- fantezi
isim Sonsuz, sınırsız hayal, fantazya
- hoşlanmak
-den Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek"Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?" - A. M. Dranas
- zannetmek
nsz Sanmak"Gıptayla bakıp zaman zaman gökyüzüne / Rüzgârları hür, kuşları hür zannederiz" - A. N. Asya
- beğeni
isim Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk"Kadınlar hoşgörü ve beğeniyle dansı alkışlarlar." - N. Hikmet
- düşlemek
-i Bir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenilen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak"Sanırım o gece de alttan alta hep bunu düşlüyordum." - A. Ağaoğlu
- imge
isim Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal, hülya
- mefhum
isim, felsefe Kavram"Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır." - N. F. Kısakürek
- merak
isim Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek"Biraz sonra yine bazı sesler işittim / Merak ile merdivenin başına gittim" - E. B. Koryürek
- sevmek
-i Sevgi ve bağlılık duymak"Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." - Ö. Seyfettin
- tahmin etmek
yaklaşık olarak değerlendirmek, oranlamak
- vehim
isim Kuruntu"Onlar bu vehimle ellerinden gelse / Rüyalara sansür koyacaklar bir gün" - A. N. Asya
- fantazi
- farzetmek
- hayale dayanan
- imgelemek, aklında canlandırmak, düşünmek, istemek, arzu etmek, sanmak, hayal gücü, imgelem, hayal, kuruntu, istek, arzu, süslü, parlak renkli, sıradan olmayan
- keyfi
- yüksek kaliteli