- çıkarma
isim Çıkarmak işi, emisyon"Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda." - N. Hikmet
- serbest bırakmak
tutuklu veya gözaltında bulunan birini serbest, özgür duruma getirmek, tahliye etmek
- ayırma
isim Ayırmak işi"Yapılabilecek şeylerle yapılamayacakları daha ilk anda ayırmasını biliyordu." - T. Buğra
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- kurtarmak
-i Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak"İşte böyle bir eser onları bu külfetten kurtarmış olur." - A. H. Çelebi
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- kurtulma
isim Kurtulmak işi"Öyle ya, hasta olduklarını bilseler bu hastalıktan kurtulmaya çalışmazlar mı?" - O. V. Kanık
- ayırma.
- ayırmak. extricables kurtarılabilir
- çıkarılabilir. extrica'tion kurtarma