- sevk etmek
göndermek, götürmek"Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." - R. H. Karay
- kolaylaştırmak
-i Kolay bir duruma getirmek, güçlükleri ortadan kaldırmak"Tatbikatınızı kolaylaştıracak bir kitap herhâlde." - E. İ. Benice
- göndermek
-i, -e Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek"Hepimizi esir edip Malta'ya gönderecekleri ağızlarda dolaşıyordu." - H. E. Adıvar
- yollamak
-i, -e Göndermek"Hekim hademeleri aşağıya yolladı." - M. Ş. Esendal
- hızlandırmak
-i Hız verilmek, hızı artırılmak"Haberleşme olanaklarının çoğalması, basının gelişmesi, bu bilinçlenmeyi hızlandırır." - O. Rifat
- çabuklaştırmak
-i Bir işin yapılmasını hızlandırmak, aceleleştirmek, tesri etmek"Şimdi hükmü yerine getirmeyi çabuklaştıralım." - K. Tahir
- çabuk icra etmek
- çabuklaştırmak, kolaylaştırmak, hızlandırmak