- ümit etmek
umut etmek"Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım." - A. Gündüz
- talep etmek
istemek, istekte bulunmak
- düşünmek
-i Aklından geçirmek, göz önüne getirmek"Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım" - N. H. Onan
- sanmak
nsz Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek"Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı." - A. Ağaoğlu
- ummak
nsz Bir şeyin olmasını istemek, beklemek"Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız." - B. Felek
- beklemek
nsz Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak"Ben de seni bekliyordum zaten." - A. Ümit
- zannetmek
nsz Sanmak"Gıptayla bakıp zaman zaman gökyüzüne / Rüzgârları hür, kuşları hür zannederiz" - A. N. Asya
- tahmin etmek
yaklaşık olarak değerlendirmek, oranlamak
- intizar etmek
beklemek, gözlemek"Hastanede ilk günü ve ilk gecesi bu ümit ve intizar ile geçti." - Y. K. Karaosmanoğlu