- uyarı
isim Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz, ihtar, tembih"Romancının uyarılarından habersiz kaldınız." - A. Ağaoğlu
- teşvik
isim İsteklendirme, özendirme"O vakitler, bu kadarcık ümit ve teşvik, bizi heyecanlandırmaya yeterdi." - F. R. Atay
- ihtar
isim Uyarma, dikkat çekme, uyarı"Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı." - O. C. Kaygılı
- öğüt
isim Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat"Bütün öğütlerine itaat ettiğim hâlde hiçbir şeye muvaffak olamıyorduk." - A. Gündüz
- tembih
isim Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı, uyarma"Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır." - S. Birsel
- uyarma
isim Uyarmak işi, ihtar, tembih"Birinin çıkıp onu uyarmasına, nasıl göründüğünü söylemesine ihtiyacı vardı." - E. Şafak
- tavsiye
isim Öğütleme, yol gösterme"Doktorların tavsiyesini yerine getirmek için de yürüye yürüye evine vaktinde yetişir." - A. Ş. Hisar
- nashihat
- dikkat çekme
- teşvik, nasihat