- ortaya koymak
herkesin görebileceği yere koymak"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu
- sergi
isim Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer"Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." - S. F. Abasıyanık
- belli etmek
açıklamak, iyice görünür ve anlaşılır bir duruma getirmek"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." - H. R. Gürpınar
- arz etmek
sunmak
- göstermek
-i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."
- sunmak
-i, -e Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, arz etmek, yollamak, göndermek, takdim etmek"Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." - B. Felek
- teşhir etmek
göstermek
- sergilemek
-i Bazı şeyleri göstermek, tanıtmak veya satmak amacıyla herhangi bir biçimde, herkesin görebileceği bir yere yerleştirmek, teşhir etmek"Kadınlar bütün mallarını, vitrin yerine kullandıkları pencerelerde sergiliyorlardı." - A. Ağaoğlu
- ibraz etmek
ortaya koymak, göstermek, meydana çıkarmak
- göstermek, ortaya koymak, sergilemek, teşhir etmek, sergilenen şey, sergi, sergileme
- ilâç olarak vermek
- resimle göstermek
- teşhir sergi
- vesika gösterme