- çürük gaz
isim, kimya Otomobil vb. taşıt araçlarının egzozundan çıkan yanmış gaz
- boşluk
isim Oyuk, çukur, kapanmamış yer
- egzoz
isim İçten yanmalı motorlarda yanan akaryakıtın gazı"Büyük kentin yazın egzoz, kışın kalorifer dumanı kokan havasından..." - H. Taner
- egzoz gazı
isim Egzozdan atılan gaz
- yorgun
sıfat Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan, bitap"Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş" - B. S. Erdoğan
- kullanmak
-i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın
- boşaltmak
-i Boş duruma getirmek"Bu durum, ister istemez evi doldurup boşaltanlarda da kısıntı yapmamızı gerektiriyordu." - A. Ağaoğlu
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- kurutmak
-i Suyunu ve ıslaklığını giderip kuru duruma getirmek"Gözyaşlarını kurut, dedi, bilirsin ki kader değişmez." - C. Meriç
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- yormak
-i Yorgun duruma getirmek"Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum." - F. R. Atay
- denemek
-i Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek"Gelecek ise daha denemediğimiz zaman kesitidir." - N. Uygur
- tüketmek
-i Kullanarak, harcayarak yok etmek, bitirmek, yoğaltmak"Titreyen elleri baş ucundaki sürahiye gide gele içindeki suyu tüketmişti." - E. E. Talu
- yorulmak
nsz Yorgun duruma gelmek"El ele vererek dost olduk hemen / Yorulmaz dostuyla birlikte giden" - E. B. Koryürek
- bitkinlik
isim Bitkin olma durumu, dermansızlık, zafiyet"Kendisini bitkin hissediyordu ama tuhaf bir bitkinlikti bu." - İ. O. Anar
- tüketme
isim Tüketmek işi"Domuzun malı için can tüketmeye mi geldik dünyaya?" - R. H. Karay
- altetmek
- tukenme
- bitap düşürmek
- boşluk meydana getirmek
- egzos borusu
- kuvvetini tüketmek
- teferruatıyla incelemek
- biter. exhaustion yorgunluk
- bitkin. exhaustible tükenir
- boşluk .
- egzos
- egzoz borusu
- inceden inceye tetkik etmek
- çok yormak, yorgunluktan tüketmek, tüketmek, bitirmek, egzoz