- neden olmak
bir şeyin olmasına veya ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak"Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - H. Taner
- teşvik etmek
isteklendirmek, özendirmek"O vakitler, bu kadarcık ümit ve teşvik, bizi heyecanlandırmaya yeterdi." - F. R. Atay
- azdırmak
-i Azmasına sebep olmak"Merhem yarayı azdırdı."
- uyandırmak
-i Uyanmasına yol açmak"Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi." - İ. O. Anar
- tahrik etmek
cinsel isteği, duyguları uyandırmak, artırmak
- alevlendirmek
-i Alevlenmesini sağlamak, tutuşturmak"Ateşi alevlendirmek."
- kışkırtmak
-i Kümes hayvanlarını ürkütüp kaçırmak
- uyarmak
-i Bir kimseye bir davranışta bulunmasını veya bulunmamasını söylemek, ikaz etmek"Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı." - F. R. Atay
- yol açmak
yol yapmak
- heyecanlandırmak
-i Heyecan duymasına sebep olmak"Yurt dışına başlayan büyük göç, beni hep heyecanlandırmış hep ilgi alanım içinde kalmıştır." - N. Meriç
- telaşa vermek
davranış ve hareketleriyle çevresindekileri heyecana, aceleye, sıkıntıya sokmak"Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık." - H. Taner
- kızıştırmak
-i Kızışmasını sağlamak
- harekete geçirmek
- harekete geçirici
- heyecanlandırmak, yol açmak, uyandırmak, tahrik etmek, -e neden olmak, çıkarmak
- ilgi çekici. excitingly heyecanla
- muharrik. excited heyecanlı. excitedly heyecanla. exciting heyecan verici
- tahrik edici surette
- tahrik edici surette.
- tembih etmek. excita'ti on tahrik
- tembih. exci'tant tahrik edici