- merkez
isim Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
- borsa
isim, ekonomi Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer"Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla." - N. Cumalı
- değiştirme
isim Değiştirmek işi, tebdil, tahrif"Yazınımızın gelenek değiştirmesine bağlı olarak değişik etkenleri var bu durumun." - N. Cumalı
- döviz kuru
isim, ekonomi Yabancı paranın millî paraya karşı değeri
- değişme
isim Değişmek işi
- değişim
isim Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü, değişme"Bu müsamere günündeki selamlama süresince bedenimde bir değişim olmuştu." - A. Ağaoğlu
- santral
isim Doğadaki başka enerji türlerini elektrik enerjisine çeviren fabrika"Elektrik santrali. Nükleer santral."
- alışveriş
isim, ticaret Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- değiştirmek
-i Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar." - E. İ. Benice
- değişmek
nsz Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek"Beş yılda her şey ne kadar çabuk değişmişti." - A. Ağaoğlu
- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- takas etmek
sayışmak, değiştirmek
- takas
isim Değişim
- değiş tokuş
isim Değişim"Onlar hakkında sürekli bilgi değiş tokuşu yapıyorlardı." - R. Erduran
- trampa
isim Değişim
- mübadele etmek
değiş tokuş etmek
- kambiyo
isim, ticaret İki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi"Çünkü kambiyonun düşmesi, ahvalin karışıklığı, iratlarımızı tamamıyla yetişmez bir hâle getirmişti." - H. C. Yalçın
- sarraf
isim Kuyumcu
- değiş tokuş etmek
- karşılıklı değişmek, değiş tokuş etmek, değiştirme, değiş tokuş, borsa, kambiyo,
- değiş mübadele
- değiştirilebilir
- verişim
- yerini alma