- hep
zarf Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere, bütün, tüm olarak
- her zaman
zarf Ara vermeden, sürekli, daima, sık sık"Böyle yerlerde bulunmak bana her zaman saçma sözler dinlemek kadar azap verir." - A. Ş. Hisar
- devamlı
sıfat Sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan
- daima
zarf Her vakit, sürekli olarak"Onu daima öper ve sefere çıkacakları zaman en sonra ona veda ederlerdi." - N. F. Kısakürek
- ilelebet
zarf Sonsuza değin, sonsuzluğa kadar, sürgit"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." - Atatürk
- ebediyen
zarf Sonsuz olarak, sonsuzluğa kadar"Ebediyen sustuğuna ihtimal veremedim." - P. Safa
- herzaman
- sonsuza kadar
- daima. for evermore ebediyen.
- her zaman, sonsuza kadar, ebediyen