- silme
isim Silmek işi"Taşlarımız öyle güzel parlardı ki o parlaklığı görme uğruna bütün gün sürekli silmeyi bile düşündüğüm olurdu." - A. Kutlu
- yok etmek
ortadan kaldırmak, ifna etmek, izale etmek
- bozma
isim Bozmak işi
- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- temizlemek
-i Arıtmak"Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler." - H. Taner
- gidermek
-i Ortadan kaldırmak, yok etmek"Vapur sorar, yol öğrenir, merakımızı gideririz." - S. F. Abasıyanık
- silmek
-i Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek"Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi." - Ö. Seyfettin
- kazımak
-i Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak"Tahtanın boyasını kazımak."
- (A.B.D.)
- (argo) öldürmek. eraser lâstik
- silgi. erasion (tıb.) hasta dokuları kazıma. erasure silme
- silinen yerde kalan iz.