- haset
isim Kıskançlık, çekememezlik, günü"Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu." - R. N. Güntekin
- haset etmek
kıskanmak"Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu." - R. N. Güntekin
- gıpta etmek
imrenmek"Gıptayla bakıp zaman zaman gökyüzüne / Rüzgârları hür, kuşları hür zannederiz" - A. N. Asya
- kıskanmak
-i, -den Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak"Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım" - Âşık Ali İzzet
- çekememek
-i Çekme işini yapamamak
- kıskançlık
isim Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum, günücülük, hasetçilik, hasetlik, hasutluk"Biraz sonra hiddet, birikmiş kin, kıskançlık birdenbire infilak etti." - A. H. Tanpınar
- gıpta
isim İmrenme"Gıptayla bakıp zaman zaman gökyüzüne / Rüzgârları hür, kuşları hür zannederiz" - A. N. Asya
- imrenme
isim İmrenmek işi, imrenti, gıpta"Bütün bu saf sözleri, bir kısmı gerçek bir imrenme ile, bir kısmı içten gelen bir alayla dinliyordu." - H. E. Adıvar
- çekememezlik
isim Çekememe durumu veya çekememekten, kıskançlıktan doğan davranış, çekemezlik
- imrenmek
-e Beğenilen, hoşlanılan bir şeyi edinme veya bir yiyeceği yeme isteğini duymak"İki gün evvel bir muhallebici dükkânının vitrinindeki kazandibine imrendim." - B. Felek
- gıpta etmek, kıskanmak, imrenmek, kıskançlık, çekememezlik