- gayret vermek
isteklendirmek, özendirmek, yüreklendirmek"Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." - M. Yesari
- gayrete gelmek
bir işi yapmaya veya bitirmeye özenmek; canlanmak"Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." - M. Yesari
- coşturmak
-i Coşmasını sağlamak, coşmasına yol açmak"Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." - O. S. Orhon
- şevke gelmek
isteği, hevesi artmak"Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince / Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül" - Y. K. Beyatlı
- şevk vermek
isteklendirmek"Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince / Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül" - Y. K. Beyatlı
- gayrete gelmek.
- hayranlık göstermek, çok ilgi göstermek