- tatlı
sıfat Şeker tadında olan"Tatlı elma. Tatlı nar."
- sahip olmak
mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak
- keyfine bakmak
dilediğince yaşamak, güzel vakit geçirmek"Keyfiniz nasıl?"
- beğenmek
-i İyi veya güzel bulmak"Biz çocuklar evimizi çok beğendik." - A. Kutlu
- kullanmak
-i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın
- eğlenmek
nsz Neşeli, hoşça vakit geçirmek"Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları." - A. Kulin
- zevkli
sıfat Beğenilen, hoşa giden"Toplu oyunlar çok daha zevkliydi." - A. Kutlu
- yararlanmak
-den Kendine yarar sağlamak, faydalanmak, istifade etmek
- hoşlanmak
-den Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek"Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?" - A. M. Dranas
- sevmek
-i Sevgi ve bağlılık duymak"Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." - Ö. Seyfettin
- sevinmek
nsz Sevinç duymak"Babama, bana bir yazı makinesi aldığı için ne kadar sevindiğimi bile gösteremedim." - A. Ağaoğlu
- hazzetmek
-den Hoşlanmak"Kasaba içinde Kadı İbrahim Efendi'den hazzeden kimse yoktu." - Ö. Seyfettin
- tatmak
-i Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- haz almak
hoşlanmak, keyif almak"Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti." - A. H. Çelebi
- hoşlanma
isim Hoşlanmak işi"Paraca cömert davranması yeterdi, kadınların hoşlanması için." - N. Cumalı
- zevk almak
- zevk almak, hoşlanmak, beğenmek, sevmek, sahip olmak, yararlanmak, kullanmak