- para basmak
darphanede, basımevinde metali veya kâğıdı para durumuna getirmek"Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı." - F. Otyam
- kabartma
isim Kabartmak işi"Pansiyon sahipleri, kirada gösterdikleri bu ehveniyeti diğer hileli muamelelerinde kabartmanın yolunu bilirler." - H. R. Gürpınar
- kabartmak
-i Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak"Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış." - Ç. Altan
- kakmak
-i İtmek, vurmak
- kıymetli tezyinatla süslemek
- kabartma .
- kabartma işi ile süslemek. embossment kakma
- üzerine kabartma işi yapmak
- üzerine kabartma yapmak