- sade
sıfat Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz"İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." - M. Ş. Esendal
- kolay
sıfat Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı"Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı." - H. Z. Uşaklıgil
- bol bol
zarf Fazlasıyla"Bol bol ucuz şarapla konyak içti." - N. Cumalı
- kolay kolay
zarf Kolayca"O kusursuz şiirler öyle kolay kolay yazılmıyor." - A. Kabaklı
- rahat rahat
zarf Kolaylıkla"Yabancı dostlarıyla her konuyu rahat rahat tartışabiliyordu." - H. Topuz
- muhtemelen
zarf Umulur ki, beklenir ki, görünüşe bakılarak
- kolayca
sıfat Oldukça kolay
- kolaylıkla
zarf Sıkıntı çekmeden, güçlüklere uğramadan, kolayca"Çuvalları kolaylıkla taşıyan hamallar benim kuvvetsiz ve çelimsiz vücudumla alay ettiler." - K. Bilbaşar
- şüphesiz
sıfat Şüphesi olmayan, kuşkusuz
- rahatlıkla
zarf Rahat bir biçimde, kolaylıkla"Birkaç yabancı dili rahatlıkla konuşurken ana dilini bilmeyen ve bigâne düşmüş dudaklar susmalıdır." - S. Ayverdi
- zahmetsizce
zarf Zahmetsiz bir biçimde, kolay bir biçimde
- kolayca, kolaylıkla, rahat rahat, kuşkusuz, şüphesiz, kesinlikle
- şüphesiz.