- kuruntu
isim Yanlış ve yersiz düşünce, evham"Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." - A. Gündüz
- keder
isim Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa"Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın." - A. H. Müftüoğlu
- hüzünlü
sıfat Gönle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan, hazin"Bir şey söylemeyerek hüzünlü bir hâlde gazetesinin başka sütunlarına geçer." - A. Ş. Hisar
- hüzün
isim Gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı"Morgun parlak mermer duvarlarında dağılan gölgemin hüzün verici bir görüntüsü var." - A. Ümit
- kuruntulu
sıfat Kuruntusu olan (kimse), evhamlı, vesveseli, mütevehhim"Karısı Tevfik'ten daha kuruntulu, hırçınlıktan kurumuş bir kadın." - M. Ş. Esendal
- neşesizlik
isim Neşesiz olma durumu, üzgünlük"Odada derin bir neşesizlik yüzleri buruşturmuştu." - P. Safa
- dumpy melankolik
- evham. down in the dumps melankolik bir halde. dumpish
- kuruntulu.
- üzücü durum, hüzün, gam, üzüntü, neşesizlik