- serpinti
isim Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm"Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu." - S. F. Abasıyanık
- serpiştirmek
-i, -e Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpmek"Serpiştiriyordu kar soğuk gece yarısı." - B. Necatigil
- çiselemek
nsz Yağmur yavaşça yağmak"Mevsim kış, hava kapalı, yağmur ince ince çiseliyor." - R. N. Güntekin
- çiseleme
isim Çiselemek işi
- ahmakıslatan
isim Yavaş yavaş ve ince ince yağan yağmur, çisenti"Ahmakıslatan hâlâ kesilmiyor." - R. N. Güntekin
- çisenti
isim Toza benzer biçimde ince ince yağan şey"Yıldızların ışık çisentisi altında yalıya geldim." - Y. Z. Ortaç
- çilenti
isim Hafif yağmur, serpinti
- çiskin
isim Çiseleyen yağmur
- çise
isim İnce yağmur, çisenti
- sağnak
- ince ince yağmak