- yudum
isim Sıvı içiminde ağza alınan miktar"Tek bir yudum bile almıyordu bardağından ama zaten yeterince içtiği aşikârdı." - E. Şafak
- çekme
isim Çekmek işi"Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı." - C. Uçuk
- hava akımı
isim, meteoroloji Değişik sebeplerle atmosferde havanın yer değiştirmesi
- müsvedde
isim Yazı taslağı, karalama"Sende başka âşıkane müsvedde varsa bana ver." - H. R. Gürpınar
- tasarı
isim Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim"Kafamdaki hayaller ve tasarılar epeyce açık saçık şeylerdi." - H. E. Adıvar
- cereyan
isim Bir yöne doğru akma, akış, akıntı"Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." - E. E. Talu
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- çizmek
-i Çizgi çekmek
- taslak
isim Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma"Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde." - R. H. Karay
- ceyran
- cereyan, hava akımı, yudum, geminin yüzebileceği derinlik, dama taşı