- kirlenmek
nsz Kirli duruma gelmek, pislenmek"Hele saçların kirlenmiş, kırışmış, keçeleşmiş." - E. Işınsu
- kirletmek
-i Kirli duruma getirmek, pisletmek"Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." - A. Ş. Hisar
- bulaştırmak
-i, -e Bulaşmasına yol açmak
- bulaşmak
nsz Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmek"Tabak bulaştı."
- ağır ağır takip etmek.
- kirletmek, kirlenmek, bulaştırmak
- çamur içinde sürükleyerek ıslatmak veya ıslanmak