- değiştirmek
-i Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar." - E. İ. Benice
- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- kırmak
-i Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak"Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
- bükmek
-i Sertçe çevirmek, kıvırmak"Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı." - S. Birsel
- bükülme
isim Bükülmek işi
- saptırmak
-i, -e Sapma işini yaptırmak
- burkmak
-i Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek"Birinin kolunu burkmak."
- çarpıtmak
-i Çarpık duruma getirmek"Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur." - R. N. Güntekin
- tahrif etmek
bozmak, değiştirmek
- tahrif
isim Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- biçimini bozmak
- eğri büğrü etmek
- azdırmak. distortion çarpıklık
- eğri büğrü etmek, biçimini bozmak, çarpıtmak, saptırmak, değiştirmek
- olduğundan başka anlam vermek
- tahrif.
- yamıltmak