- ziyan etmek
yersiz, boş yere harcamak"Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." - R. E. Ünaydın
- ziyan olmak
boşuna harcanmak, zarar görmek"Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." - R. E. Ünaydın
- ayyaş
sıfat İçkiye düşkün, içkici, içici, keş, küplü, bekri"Ayyaşlar, bol bol buzlu, buzsuz rakı içtiler." - S. F. Abasıyanık
- yaymak
-i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı
- dağıtmak
-i Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak"Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." - Y. K. Beyatlı
- dağılmak
nsz Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak"Zaten arkadaşlarımın her biri bir yana dağılmıştı," - A. Ümit
- sefahat
isim Zevk ve eğlenceye düşkünlük, uçarılık"Bir memlekette zenginlik başlar da bir parça eğlence ve sefahat de başlamaz olur mu?" - R. N. Güntekin
- sefih
sıfat Zevk ve eğlenceye düşkün, uçarı"İçer, kumar oynar, başına bir sürü sefih insan toplardı." - H. E. Adıvar
- israf etmek
gereksiz yere harcamak, savurganlık etmek, tutumsuzluk etmek"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- dağılma
isim Dağılmak işi"Annemle babamın dökülüp dağılmaya hazırlanan karyolaları da buradaydı." - A. Kutlu
- israf
isim Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- harcanmak
nsz Harcama işi yapılmak, harcama işine konu olmak"Bu işe çok para ve emek harcandı."
- dağılmış
- sefahat.
- har vurup harman savurmak
- müsrif olmak
- zihin dağınıklığı
- dağıtmak, yok etmek, gidermek, dağılmak, yok olmak, çarçur etmek, aptalca harcamak
- israf olunmuş. dissipa'tion dağıtma
- sefahate dalmak. dissipated müsrif