- korku
isim Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü"Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor." - Y. Z. Ortaç
- keder
isim Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa"Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın." - A. H. Müftüoğlu
- şaşkınlık
isim Şaşkın olma durumu
- dehşet
isim Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı"Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor." - A. Ağaoğlu
- korkutmak
-i Korkmasına yol açmak"Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta." - A. Ağaoğlu
- endişe
isim Tasa, kaygı"Bir kayıkta boş kalan son yere atlayıp Galata'ya geçerken kafası hem umut hem de endişeyle doluydu." - İ. O. Anar
- dehşete düşürmek
çok korkutmak, dehşete kapılmasına sebep olmak"Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor." - A. Ağaoğlu
- umutsuzluk
isim Umutsuz olma durumu, ümitsizlik, meyusiyet"Denizcileri umutsuzluk sardı." - Halikarnas Balıkçısı
- yılgı
isim, ruh bilimi Fobi"Ayakta kalabilmenin, yılgılardan kurtulmanın son imkânı buradan geçiyordu." - S. İleri
- yeis
isim Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü"Seni bu derece derin bir ızdıraba, karanlık bir yeise düşüren şey nedir?" - H. C. Yalçın
- ümitsizlik
isim Umutsuzluk"Köyün etrafı çıplak, ümitsizlik verici tepelerle ve bozkırla çevrilidir." - M. Kaplan
- yıldırmak cesaretini kırmak
- dehşet içinde kalma
- dehşet içinde kalma.
- dehşete düşürmek, korkutmak, yıldırmak, korku, dehşet, yılgı, ümitsizlik
- korku dehşet