- indirmek
-i Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak"Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." - Y. Kemal
- düşürmek
-e Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak"Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - O. C. Kaygılı
- kötülemek
-i Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek"İsveçli doktorun suyu kötülemekteki asıl amacı, Viyana'da bir bira fabrikası açmak iznini elde etmekmiş." - S. Birsel
- şüphe
isim Kuşku"Saçma sapan zannedilen bu sözlerin pek bariz bir mistik tesirle söylendiğine şüphe yoktur." - A. H. Çelebi
- itibarsızlık
isim İtibarsız, değersiz olma durumu
- itimatsızlık
isim Güvensizlik"Kadında ona karşı itimatsızlık yeniden başlamıştı." - S. F. Abasıyanık
- itibardan düşürmek
- kulak asmamak
- güvenini sarsmak
- inanmamak
- şüpheye düşürmek
- bir kimsenin şerefini lekelemek.
- gözden düşürmek, inanmamak, kuşkuyla bakmak, gözden düşme, saygınlığını yitirme, yüz karası, leke, inanmama, şüphe
- itimat etmemek
- itimat etmemek.
- şüphe. be to somebody' discredit birinin şerefine halel getirmek