- tanıtma
isim Tanıtmak işi, takdim, prezantasyon"Bu bir avuç insandan hemen hiçbiri, bugün tanıtma alanında çalışmamaktadır." - T. Halman
- kesif
sıfat Yoğun"Karanlık, karın beyazlığıyla karışınca daha kesif, elle tutulur gibi bir şey oluyor." - N. Hikmet
- bildirme
isim Bildirmek işi, beyan, tebliğ
- bulma
isim Bulmak işi"Bu genç kadında kendisini büyüleyen şeyin ne olduğunu bulmaya uğraşıyor." - A. İlhan
- buluş
isim Bulma işi"Dün o evi güzel buluşum bir gerçekti." - A. Ağaoğlu
- ifşaat
isim Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar"İkimiz de hayatlarımız hakkında ifşaatta bulunmadık." - R. H. Karay
- izhar
isim Belirtme, gösterme, açığa vurma
- buluntu
isim Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
- bulgu
isim Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey
- bulunan şey
- ilk buluş
- ilk görüş
- keşfedilen şey
- keşif, buluş
- meydana çıkarma