- önüne geçmek
yolunu kesmek"Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor." - A. Ümit
- moralini bozmak
bir kimsenin ruhsal yönden direnme gücünü azaltmak, sarsmak"Morali bozuk bir insan."
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- cesaretini kırmak
yürekliliğini gidermek, korkutmak
- gözünü korkutmak
yıldırmak
- yıldırmak
-i Gözdağı vermek
- hevesini kırmak
isteklerini, düşüncelerini engellemek"İşin doğrusu birbirimizin özel yaşamını öğrenmeye ne vaktimiz olurdu ne de hevesimiz." - R. Mağden
- vazgeçirmek
-i Vazgeçme işini yaptırmak"Ondan bizi, Azrail bir yana, kimse vazgeçiremez." - S. F. Abasıyanık
- caydırmak
-i Cayma işini yaptırmak
- altetmek
- hayal kırıklığına uğratmak
- şevkini kırmak
- cesaretini kırmak, gözünü korkutmak, yıldırmak, vazgeçirmek, caydırmak, önlemek, engellemek
- hevesin kırılması