- bela
isim İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
- afet
isim Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım"O yıl su baskınları bir afet gibiydi."
- felâket
Trafik ve İlk Yardım, Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela.
- musibet
isim Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey"Onlar hızla geçer veya düşer, musibeti sineye çekmek millete düşer." - T. Halman
- başarısızlık
isim Başarısız olma durumu, muvaffakiyetsizlik"Başarısızlık benim bilmediğim bir virüs, buna karşı direncim yok." - E. Şafak
- yıkım
isim Yıkma işi
- şanssızlık
isim Şanssız olma durumu"Dünyada balıkçının şansı ve şanssızlığı kadar garip şey yoktur." - S. F. Abasıyanık
- talihsizlik
isim Talihsiz olma durumu, şanssızlık, bahtsızlık"Hayatımızda çok defa talih veya talihsizlikler tesadüflerin eseridir." - R. H. Karay
- facia
isim Çok üzüntü veren, acıklı olay, afet"Sebep olduğunuz faciadan henüz haberiniz yok." - H. R. Gürpınar
- büyük kaza. disastrous felâket getiren
- feci. disastrously feci halde.
- felaket, yıkım, talihsizlik