- atışmak
-le Tartışmak"Yoksa gene babasıyla atışıp işi mi bırakmıştı." - O. Kemal
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- dokunmak
-e Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek"Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." - A. Haşim
- tartışmak
nsz, -le Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak
- bozuşmak
-le Araları açılmak"Karısı ile barıştı lakin Zühtü ile bozuştu." - B. Felek
- münakaşa etmek
tartışmak"Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz." - N. Hikmet
- yaramamak
gereksiz olmak, boşuna yapılmış olmak"Sertleşmeyi bilmeyen bir iyilik, iyilik olmakta ısrar eden bir iyilik neye yarar?" - C. Meriç
- uymamak
- uyuşmamak
- anlaşamamak
- muvafık olmamak
- uygun düşmemek