- kazı
isim Bir yeri kazma işi, hafriyat
- iğneli söz
isim Dokunaklı, kırıcı söz
- kaz
isim, hayvan bilimi Perde ayaklılardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani veya evcil kuş (Anser)"Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar." - Ç. Altan
- beğenmek
-i İyi veya güzel bulmak"Biz çocuklar evimizi çok beğendik." - A. Kutlu
- araştırmak
-i Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek"Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım."
- anlamak
-i Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak"Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum." - A. Ümit
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- kazmak
-i Herhangi bir araçla toprağı açmak, oymak
- hoşlanmak
-den Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek"Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?" - A. M. Dranas
- sevmek
-i Sevgi ve bağlılık duymak"Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." - Ö. Seyfettin
- kinaye
isim Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz"Babam bu kinayeyi anlardı sanırım fakat anlamamazlıktan gelirdi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- dürtmek
-i Ucu sivri bir şeyle veya elle hafifçe itmek"On dakika kadar dürttükten ve bağırdıktan sonra nihayet biraz ayılabildi." - E. İ. Benice
- kazımak
-i Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak"Tahtanın boyasını kazımak."
- hafriyat
isim Toprağı kazma, kazı
- hafriyat yapmak
- kalmak niyetiyle yerleşmek. dig into çok çalışmak. dig out kazıp çıkarmak: ayrıntılarıyla incelemek. dig up kazıp çıkarmak: kazıp belleyerek toprağı havalandırmak.
- kazmak, kazı yapmak, anlamak, beğenmek, tutmak, sevmek, dürtme, iğneli laf, kazı yeri, ç.pansiyon
- toprağı bellemek: kazı yapmak
- üzerinde düşünmek