- geniş
sıfat Eni çok olan, enli, vâsi"Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu." - P. Safa
- yaygın
sıfat Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan"İlişkinin düzmeceliğinden yorulunca kapıyı çarpıp çıkanın, başka birine kaptırıldığı sanısı yaygındır." - T. Uyar
- nüfuz etmek
bir şeyin içine işlemek, geçmek
- yayılma
isim Yayılmak işi, intişar"Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır." - O. V. Kanık
- dağınık
sıfat Geniş bir alana yayılmış olan
- yaymak
-i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı
- yayılmak
nsz Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak
- dağıtmak
-i Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak"Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." - Y. K. Beyatlı
- neşretmek
-i Yaymak, dağıtmak, saçmak
- dökmek
-i Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak"İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek." - S. F. Abasıyanık
- dağılmak
nsz Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak"Zaten arkadaşlarımın her biri bir yana dağılmıştı," - A. Ümit
- ayrıntılı
sıfat Ayrıntısı olan, teferruatlı, tafsilatlı, detaylı, mufassal, ince, uzun"Kimi rejisörler ise çeşitli oyunlarının kahramanları hakkında kendisinden ayrıntılı bilgiler istiyorlardı." - N. Hikmet
- dağılma
isim Dağılmak işi"Annemle babamın dökülüp dağılmaya hazırlanan karyolaları da buradaydı." - A. Kutlu
- mufassal
sıfat Ayrıntılı"Kağnı arabalarının değiştirilmesi lüzumuna dair mufassal layihalar vermişti." - R. H. Karay
- yayılmış
- çok söz kullanan
- dağılma.
- intişar etmek. diffusion nüfuz
- vâsi. diffusely yaygın olarak. diffuseness yaygınlık.
- yayılmış, dağınık, gereksiz laflarla dolu, yaymak, dağıtmak, yayılmak