- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- vade
isim Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için tanınan süre, mühlet, mehil
- geç kalmak
vaktinden sonra davranmak, gecikmek"Gecenin geç ve yıldızsız bir saatiydi." - N. Hikmet
- mühlet
isim Vade
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- tehir
isim Sonraya bırakma, erteleme
- gecikme
isim Gecikmek işi, teehhür, rötar"Zaten gecikmemin sebebi evi aramak oldu." - P. Safa
- tehir etmek
ertelemek
- geciktirmek
-i Gecikmesine sebep olmak, tehir etmek
- ertelemek
-i Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek"Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yanıtlamayı erteledim." - A. Ümit
- alıkoymak
-i Bir süre için bir yerde tutmak"Bu yağlı kuyruğa herkes bir defa sarılmak, onu kendine çekmek, alıkoymak sevdasında idi." - E. E. Talu
- aksetmek
-den Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek"Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi" - Y. K. Beyatlı
- erteleme
isim Ertelemek işi, tehir, tecil, talik"Bu çeşit projeleri hep çekmelerin en altına sürüp erteleme yolunu tutuyorlardı." - H. Taner
- gecikmek
nsz Geç kalmak, herhangi bir işi kararlaştırılan zamandan sonra yapmak"Tepeden tırnağa çamura, toza batmış, dize kadar çemrek kalabalığı görenler, bunda bir iş, mühim bir iş olduğunu anlamakta gecikmediler." - Y. Kemal
- rötar
isim Gecikme"Küçük bir rötarımız olduğu için Diyarbakır'a ancak saat bire doğru varıyoruz." - R. N. Güntekin
- Uydu, Gecikme; Sinyallerin yeryüzünden haberleşme uydusuna gönderilmesi ve tekrar yeryüzündeki antene ulaşması için geçen süre. Double-Hop’ta bu süre single-Hop’a göre 2 kat fazladır.
- Turizm ve Otelcilik, Gecikme
- sonraya bırakmak
- geç kalma
- maniolmak
- gecikme tehir
- gecikmek, yubanmak, geciktirmek, yubatmak, ertelemek, gecikme
- vade.