- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- boyun eğmek
isteyerek veya istemeyerek uymak, katlanmak"Ellerini bu defa boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi." - A. İlhan
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- tehir etmek
ertelemek
- geciktirmek
-i Gecikmesine sebep olmak, tehir etmek
- ertelemek
-i Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek"Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yanıtlamayı erteledim." - A. Ümit
- aksetmek
-den Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek"Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi" - Y. K. Beyatlı
- bekletmek
-i Bekleme işini birine yaptırmak"Tam yirmi dakika beklettin beni." - M. C. Kuntay
- tecil etmek
ertelemek
- gecikmek
nsz Geç kalmak, herhangi bir işi kararlaştırılan zamandan sonra yapmak"Tepeden tırnağa çamura, toza batmış, dize kadar çemrek kalabalığı görenler, bunda bir iş, mühim bir iş olduğunu anlamakta gecikmediler." - Y. Kemal
- kabul etmek
- yubatmak
- başkasının fikrine uymak
- başkasının fikrine uymak.
- ertelemek, sonraya bırakmak
- tecil etmek.