- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- karalamak
-i Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek"Duvarı karalamışlar."
- silmek
-i Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek"Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi." - Ö. Seyfettin
- tahrif etmek
bozmak, değiştirmek
- tahrif
isim Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- güzelliğine halel getirmek
- tahrif.
- şeklini bozmak
- görünüşünü bozmak, çirkinleştirmek, tahrif etmek
- resim v.b'ni bozmak
- silmek. defacement bozma