- sonuç
isim Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice
- indirmek
-i Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak"Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." - Y. Kemal
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- azaltmak
-i Az denecek bir miktara indirmek"İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor." - B. R. Eyuboğlu
- netice
isim Sonuç"Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur." - Atatürk
- istidlâl
Hukuk, Bir kanıta dayanarak, bir nesneden sonuç çıkarma; kanıt ile anlama
- eksiltmek
-i Eksik duruma getirmek, sayısını azaltmak"Bu cephe, harbin dehşetini eksiltmiyor, artırıyor." - N. F. Kısakürek
- tenzil etmek
indirmek
- tümdengelim
isim, felsefe Tümel bir önermeden tikel bir önermeye, yasalardan olaylara, etkenden etkiye geçme yolu, talil, dedüksiyon
- istintaç etmek
sonuç çıkarmak
- hesaptan düşme
- netice çıkarma
- sonuç çıkarmak deduction istintaç
- tenzil. deductive istintaç ve istidlâl yolunda olan
- tümdengelimli
- tümdengelimli.
- çıkarmak, azaltmak, indirmek, eksiltmek