- küçültme
isim Küçültmek işi, tasgir
- çekilme
isim Çekilmek işi"Daha düğün olmadan Hayri benim okuldan çekilmemi istedi." - M. Ş. Esendal
- eksiklik
isim Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan"Hayatımızda bozukluğunu, yokluğunu içlerimiz burkularak duyduğumuz ne vardır ki millî şuur eksikliğinden gelmesin?" - O. S. Orhon
- indirmek
-i Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak"Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." - Y. Kemal
- inmek
-den Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek
- azaltmak
-i Az denecek bir miktara indirmek"İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor." - B. R. Eyuboğlu
- kısmak
-i Sesi azaltmak, alçaltmak"Radyoyu biraz kısar mısın?"
- düşürmek
-e Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak"Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - O. C. Kaygılı
- azalmak
nsz Az denecek bir miktara inmek"Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış" - F. H. Dağlarca
- azalma
isim Azalmak işi, eksilme, tenakus"Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır." - E. Şafak
- eksilme
isim Eksilmek işi, azalma, tenakus"Gökte yıldızların üçer beşer eksilmeye başlamasından anlaşılıyordu sabahın yaklaştığı." - N. Cumalı
- eksilmek
nsz Azalmak, az duruma gelmek"Doktorun eksilmeyen güleçliğini, cana yakınlığını maske sanıyor." - T. Buğra
- azaltma
isim Azaltmak işi
- düşmek
-e Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek"Havada uçan kuş, vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor." - R. N. Güntekin
- çekilmek
nsz Çekme işi yapılmak"Ağlar çekiliyor dalyanlarda." - O. V. Kanık
- hafiflemek
nsz Herhangi bir sebeple eski ağırlığı azalmak
- hafifletmek
-i Hafiflemesine yol açmak, hafifleştirmek, tahfif etmek"Damatlarının bu işten memnun görünmesi, onun azap ve sıkıntısını yarı yarıya hafifletiyordu." - R. N. Güntekin
- küçültmek
-i Büyükken daha küçük duruma getirmek"Lokmasını bir iki kez çiğneyerek küçülttü." - N. Cumalı
- eksiltmek
-i Eksik duruma getirmek, sayısını azaltmak"Bu cephe, harbin dehşetini eksiltmiyor, artırıyor." - N. F. Kısakürek
- küçülmek
nsz Büyükken herhangi bir sebeple küçük duruma gelmek"Pantolon yıkanınca küçüldü."
- küçülme
isim Küçülmek işi
- azalmak, azaltmak