- bozukluk
isim Bozuk olma durumu
- bozulmak
nsz Bozma işine konu olmak"Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." - B. Felek
- çürütmek
-i Çürümesine sebep olmak"Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür." - H. R. Gürpınar
- halletmek
-i Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak"Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti." - N. Hikmet
- çürüklük
isim Çürük olma durumu
- çürümek
nsz Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak"Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta" - B. R. Eyuboğlu
- dağılmak
nsz Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak"Zaten arkadaşlarımın her biri bir yana dağılmıştı," - A. Ümit
- ayrıştırmak
-i Bütünün bozulmasına sebep olmak
- ayrışım
isim Ayrışma işi
- sasımak
nsz Kokuşmak, tefessüh etmek
- ayrışmak
nsz Birbirinden ayrılmak, birliği bozulmak
- tefessüh
isim Çürüme, bozulma, kokuşma
- tefessüh.
- çürümek, bozulmak, çürütmek, bozmak, ayrışmak, ayrıştırmak
- çürümek. decomposi'tioni ayrışma