- iniş
isim İnme işi
- sapma
isim Sapmak işi
- zeval
isim Yok olma, yok edilme
- düşme
isim Düşmek işi"Büyük bir maharetle kurulan pusuya düşmeme bıçaksırtı kalmıştı." - R. N. Güntekin
- geri çevirmek
geri vermek, geldiği yere göndermek, iade etmek"Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." - N. Cumalı
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- eğilmek
nsz Bir yana doğru eğik duruma gelmek
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- eğmek
-i Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek"Ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü." - Y. Z. Ortaç
- meyil
isim Eğiklik, eğim, akıntı"Fazılpaşa Yokuşu'nda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır." - H. E. Adıvar
- meyletmek
-e Eğilmek
- sapmak
-e Yön değiştirmek"Evvela kuşların bulunduğu tarafa saptım." - A. Haşim
- çökmek
nsz Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak"Toprak çökmek. Yol çökmek."
- reddetmek
nsz Verilen veya yapılması istenen bir şeyi kabul etmemek, geri çevirmek"Kendisine evlenme teklif ettim, reddetti." - S. F. Abasıyanık
- saptırmak
-i, -e Sapma işini yaptırmak
- azalmak
nsz Az denecek bir miktara inmek"Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış" - F. H. Dağlarca
- azalma
isim Azalmak işi, eksilme, tenakus"Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır." - E. Şafak
- batma
isim Batmak işi
- eksilmek
nsz Azalmak, az duruma gelmek"Doktorun eksilmeyen güleçliğini, cana yakınlığını maske sanıyor." - T. Buğra
- zayıflamak
nsz Zayıf duruma gelmek"Biraz zayıflamış, kolalı beyaz yakalığı bollaşmıştı." - C. Uçuk
- çökme
isim Çökmek işi
- çöküş
isim Çökme işi
- batmak
nsz Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek"Sonra hani bir gemimiz batmıştı." - S. F. Abasıyanık
- batış
isim Batma işi"Gün batışını gördün ya, öyleyse doğuşu da seyret." - A. Kabaklı
- düşmek
-e Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek"Havada uçan kuş, vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor." - R. N. Güntekin
- düşüş
isim Düşme işi"Politikada iktidar antipatik olduğundan oradan düşüş insanı sempatik eder." - B. Felek
- alçalma
isim Alçalmak işi, inme
- çekilmek
nsz Çekme işi yapılmak"Ağlar çekiliyor dalyanlarda." - O. V. Kanık
- gerileme
isim Gerilemek işi"Yüreğinde, gevşek bir isteksizlik, cayışa benzeyen tatsız bir gerileme vardı." - C. Uçuk
- dejenerasyon
isim Yozlaşma
- eğdirmek
-i Eğik duruma getirmek, getirtmek"Eğdirme fesini yâr yâr kalkar da giderim" - Halk türküsü
- inhiraf
isim Sapma, başka bir tarafa meyletme
- inhitat
isim Son bulma, yıkılıp dağılma"Yükselmeyen düşer / Ya terakki ya inhitat" - T. Fikret
- inkıraz
isim Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma"Taksim, hicret ve inkırazla harp arasında bırakıldık." - F. R. Atay
- küçülmek
nsz Büyükken herhangi bir sebeple küçük duruma gelmek"Pantolon yıkanınca küçüldü."
- sarkmak
-e Aşağıya doğru uzamak veya uzanmak"Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu." - T. Buğra
- yozlaşma
isim Yozlaşmak durumu, tereddi, dejenerasyon"Sanatın standartlaşması yozlaşma olur." - B. Necatigil
- kabul etmemek
- geri çevirmek, reddetmek, azalmak, zayıflamak, düşmek, kötüye gitmek, çökmek,
- azalma gerileme
- inhiraf ettirmek
- inhirafetmek
- inkıraz bulmakta
- istememek
- zevalbulmak